DİĞER
"Aslında iyi yapılmış bir sergi ya da bir müze düzenlemesi kitap gibidir. Siz bir izleyici olarak giriyorsunuz, A’dan Z’ye bir obje hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Aslında bir kitabı görsel olarak görüyorsunuz..."
"Kendi üretim alanını Türkiye'deki sanat tarihçiliğinden bağımsız bir disiplin olarak tanımlayan Doğan Kuban, Türkiye'de mimarlık tarihyazımına yön verdi ve geride büyük bir üretim bıraktı. Mimarlık tarihyazıcılığı yeni bir sayfa açmak için bu üretimle hesaplaşmak zorunda."
Kadınların birey olarak değil de kitlesel şekilde tarih sahnesine çıkmaları kapitalist üretim ilişkileri dönemine denk düşer. Fakat buradan kadınların kapitalizmde otomatik şekilde özne olarak kabul edildikleri sonucunu çıkarmak yanlış olur
Tanıl Bora'nın kaleme aldığı Zamanın Kelimeleri, Yeni Türkiye'nin dilinin politik ufkumuzu ve genelde dünyayı idrak etme biçimimizi daraltarak dönüştürdüğü hususunda okurunu dikkatli olmaya davet ediyor
“Yerli ve millî” olma yolunda ilerleyen bir edebiyat tarihçiliği böyle kayıp kıtaları keşfedemez; keşfetse bile görmezden gelir. 19'uncu yüzyılın nice Vartanyanlarla dolu olduğunu söyleyebiliriz...
Karl Ove Knausgård 3600 sayfalık Min Kamp (Kavgam) adlı otobiyografik romanında edebiyatın “sen ve ben olan çekirdeğine” erişmeyi denerken, sıradan bir sona doğru akan sıradan hayatlarımızın anlamını arıyor
© Tüm hakları saklıdır.